9789756165065
581752
https://www.mdallstore.com/45lik-sarkilar
45'lik Şarkılar 60'lardan 70'lere
24.00
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nda sürdürülen çalışmalardan biri olan 45'lik Şarkılar projesinin şekillenme sürecinde, zihinlerde beliren temel soru şuydu: "Kentlerde yaşayıp Batı müziği eğitimi almış müzisyenlerin, yaşadığımız coğrafyanın insanlarına hitap edebilecek, buralı' bir müzik yapmasının koşulları nedir?". Bir türkü düzenlemesindeki enstrüman kullanımından, şarkı sözü ve beste çalışmalarına; konserlerden, sahnede seyirciyle/dinleyiciyle kurulan ilişkiye kadar çok geniş bir yelpazede yanıt oluşturulması gereken bu soru, popüler müzik alanında ülkemizde bugüne değin bu konuda edinilmiş birikimler bağlamında ciddi bir eğitim-araştırma faaliyetini de zorunlu kılıyordu.
Türkiye'de, özellikle Batı eğilimli pop-folk-rock çizgisindeki çalışmaların, belli bir sentez anlayışına dayanarak "buralı" bir kimlik kazandığı '70'li yıllar, araştırmalarımızın dönüm noktalarından birini oluşturdu. Ancak, "perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur" hesabı, '60'lı yıllarda ortaya konan ve '70'lerdeki bu şarkıların gelişini önceleyen çalışmaları da görmezden gelemedik. Popüler müzikteki oluşum ve dönüşüm çizgisinin izini, '60'lı yıllardan başlatarak sürmek bir gereklilik olarak karşımıza çıktı.
Bugünün müziğini daha iyi yorumlamak ve geleceğe yönelik ipuçları elde etmek adına, yakın geçmişin izlerini sürerken, daha önce benzer kaygılarla yola çıkanların bu alanda neler yaptığını araştırmanın öncelik verilmesi gereken bir konu olduğunu düşündük. Ancak, günümüz popüler müziğinin bir türler karmaşasına dönüşmüş sesleri arasından, söz konusu dönemin müziğini "duymaya" çalışmak çok kolay olmadı. Artık iyiden iyiye tozlanmış plak arşivlerine girmenin, çok önemli bir adım olmakla birlikte, tek başına yeterli olmadığını biliyorduk. İşitsel-görsel kaynakların yanı sıra yazılı kaynaklara da başvurmak gerekiyordu; ama bizleri dönemin müzikal çalışmaları üzerine kapsamlı değerlendirmelere yöneltebilecek yeterlikte ve sayıda kaynağın yok denecek kadar az olması, ciddi bir zorluk olarak önümüzde duruyordu.
Olanaklar çerçevesinde, bu müzikal ürünleri ortaya koyan besteci, söz yazarı, yorumcu, yapımcı ve düzenlemecilerle dönem hakkında birebir söyleşiler yapmaya; doğrudan, onların bilgilerine, deneyimlerine başvurmaya karar verdik. İşte o vakit, geçmişin sesleri daha bir berraklaştı, uzaklar yakın oldu...
Türkiye'de bugün, popüler müzik alanında gelenek aktarımı konusunda okullaşma gibi kalıcı çözümlerin geliştirilememesi ve müzisyenler arasında alternatif yapılanmalara gidilememesi, popüler müzikte halen belli sorunların varlığına işaret etmekte. Bu konulara dair günü daha iyi yorumlamak ve yarınayönelik dersler çıkartmak için dününizini sürmenin, araştırmacı/deneysel bir çizgi oluşturma çabasındaki müzisyenler için yol gösterici olduğu görüşündeyiz. Dönemin müzisyenleriyle görüşerek yaptığımız bu araştırma bize, onların dilinden dünü ve bugünü mukayese etme şansı verdi. Bu söyleşilerden hareketle o dönemlerden günümüze bir köprü kurmanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz.
Türkiye'de, özellikle Batı eğilimli pop-folk-rock çizgisindeki çalışmaların, belli bir sentez anlayışına dayanarak "buralı" bir kimlik kazandığı '70'li yıllar, araştırmalarımızın dönüm noktalarından birini oluşturdu. Ancak, "perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur" hesabı, '60'lı yıllarda ortaya konan ve '70'lerdeki bu şarkıların gelişini önceleyen çalışmaları da görmezden gelemedik. Popüler müzikteki oluşum ve dönüşüm çizgisinin izini, '60'lı yıllardan başlatarak sürmek bir gereklilik olarak karşımıza çıktı.
Bugünün müziğini daha iyi yorumlamak ve geleceğe yönelik ipuçları elde etmek adına, yakın geçmişin izlerini sürerken, daha önce benzer kaygılarla yola çıkanların bu alanda neler yaptığını araştırmanın öncelik verilmesi gereken bir konu olduğunu düşündük. Ancak, günümüz popüler müziğinin bir türler karmaşasına dönüşmüş sesleri arasından, söz konusu dönemin müziğini "duymaya" çalışmak çok kolay olmadı. Artık iyiden iyiye tozlanmış plak arşivlerine girmenin, çok önemli bir adım olmakla birlikte, tek başına yeterli olmadığını biliyorduk. İşitsel-görsel kaynakların yanı sıra yazılı kaynaklara da başvurmak gerekiyordu; ama bizleri dönemin müzikal çalışmaları üzerine kapsamlı değerlendirmelere yöneltebilecek yeterlikte ve sayıda kaynağın yok denecek kadar az olması, ciddi bir zorluk olarak önümüzde duruyordu.
Olanaklar çerçevesinde, bu müzikal ürünleri ortaya koyan besteci, söz yazarı, yorumcu, yapımcı ve düzenlemecilerle dönem hakkında birebir söyleşiler yapmaya; doğrudan, onların bilgilerine, deneyimlerine başvurmaya karar verdik. İşte o vakit, geçmişin sesleri daha bir berraklaştı, uzaklar yakın oldu...
Türkiye'de bugün, popüler müzik alanında gelenek aktarımı konusunda okullaşma gibi kalıcı çözümlerin geliştirilememesi ve müzisyenler arasında alternatif yapılanmalara gidilememesi, popüler müzikte halen belli sorunların varlığına işaret etmekte. Bu konulara dair günü daha iyi yorumlamak ve yarınayönelik dersler çıkartmak için dününizini sürmenin, araştırmacı/deneysel bir çizgi oluşturma çabasındaki müzisyenler için yol gösterici olduğu görüşündeyiz. Dönemin müzisyenleriyle görüşerek yaptığımız bu araştırma bize, onların dilinden dünü ve bugünü mukayese etme şansı verdi. Bu söyleşilerden hareketle o dönemlerden günümüze bir köprü kurmanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz.
- Açıklama
- Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nda sürdürülen çalışmalardan biri olan 45'lik Şarkılar projesinin şekillenme sürecinde, zihinlerde beliren temel soru şuydu: "Kentlerde yaşayıp Batı müziği eğitimi almış müzisyenlerin, yaşadığımız coğrafyanın insanlarına hitap edebilecek, buralı' bir müzik yapmasının koşulları nedir?". Bir türkü düzenlemesindeki enstrüman kullanımından, şarkı sözü ve beste çalışmalarına; konserlerden, sahnede seyirciyle/dinleyiciyle kurulan ilişkiye kadar çok geniş bir yelpazede yanıt oluşturulması gereken bu soru, popüler müzik alanında ülkemizde bugüne değin bu konuda edinilmiş birikimler bağlamında ciddi bir eğitim-araştırma faaliyetini de zorunlu kılıyordu.
Türkiye'de, özellikle Batı eğilimli pop-folk-rock çizgisindeki çalışmaların, belli bir sentez anlayışına dayanarak "buralı" bir kimlik kazandığı '70'li yıllar, araştırmalarımızın dönüm noktalarından birini oluşturdu. Ancak, "perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur" hesabı, '60'lı yıllarda ortaya konan ve '70'lerdeki bu şarkıların gelişini önceleyen çalışmaları da görmezden gelemedik. Popüler müzikteki oluşum ve dönüşüm çizgisinin izini, '60'lı yıllardan başlatarak sürmek bir gereklilik olarak karşımıza çıktı.
Bugünün müziğini daha iyi yorumlamak ve geleceğe yönelik ipuçları elde etmek adına, yakın geçmişin izlerini sürerken, daha önce benzer kaygılarla yola çıkanların bu alanda neler yaptığını araştırmanın öncelik verilmesi gereken bir konu olduğunu düşündük. Ancak, günümüz popüler müziğinin bir türler karmaşasına dönüşmüş sesleri arasından, söz konusu dönemin müziğini "duymaya" çalışmak çok kolay olmadı. Artık iyiden iyiye tozlanmış plak arşivlerine girmenin, çok önemli bir adım olmakla birlikte, tek başına yeterli olmadığını biliyorduk. İşitsel-görsel kaynakların yanı sıra yazılı kaynaklara da başvurmak gerekiyordu; ama bizleri dönemin müzikal çalışmaları üzerine kapsamlı değerlendirmelere yöneltebilecek yeterlikte ve sayıda kaynağın yok denecek kadar az olması, ciddi bir zorluk olarak önümüzde duruyordu.
Olanaklar çerçevesinde, bu müzikal ürünleri ortaya koyan besteci, söz yazarı, yorumcu, yapımcı ve düzenlemecilerle dönem hakkında birebir söyleşiler yapmaya; doğrudan, onların bilgilerine, deneyimlerine başvurmaya karar verdik. İşte o vakit, geçmişin sesleri daha bir berraklaştı, uzaklar yakın oldu...
Türkiye'de bugün, popüler müzik alanında gelenek aktarımı konusunda okullaşma gibi kalıcı çözümlerin geliştirilememesi ve müzisyenler arasında alternatif yapılanmalara gidilememesi, popüler müzikte halen belli sorunların varlığına işaret etmekte. Bu konulara dair günü daha iyi yorumlamak ve yarınayönelik dersler çıkartmak için dününizini sürmenin, araştırmacı/deneysel bir çizgi oluşturma çabasındaki müzisyenler için yol gösterici olduğu görüşündeyiz. Dönemin müzisyenleriyle görüşerek yaptığımız bu araştırma bize, onların dilinden dünü ve bugünü mukayese etme şansı verdi. Bu söyleşilerden hareketle o dönemlerden günümüze bir köprü kurmanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz.Stok Kodu:9789756165065Boyut:155-155Sayfa Sayısı:380Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2006Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.