9786053009139
565849
https://www.mdallstore.com/a-nsan-onuru-ve-a-nsana-sayga-sempozyumu
İnsan Onuru ve İnsana Saygı Sempozyumu
30.00
Gerek ulus-devletler düzeyinde gerekse uluslararası alanda yaÅanan birçok geliÅme, çaÄımızı krizler çaÄı olarak niteleyenleri haklı çıkaracak bir dizi veriyi bizlere sunmaktadır. Ekonomiden hukuka, bilimden sanata, politikadan etik ve ekolojik sorunlara deÄin modern politik toplumların yüzleÅtiÄi ve her alanda biriken sorunlar, günümüzde modern insanı ve toplumları adeta bir çaresizlik halesiyle çevirmektedir. Tüm bu yaÅananlar, yeni ilkeleri, deÄerleri, kurumları ve bunların alternatiflerini de kaçınılmaz olarak gündeme getirmektedir.
Antik dönemlerden bu yana kriz anlarında insanlar ve toplumlar, ister ideal ilkeler gibi aÅkın bir düzeyde bulunsun isterse ete kemiÄe bürünmüŠinsan görünümünde olsun, hep bir yol gösterici arayıÅında olmuÅlardır. Ä°nsan hakları, bu çerçevede, bildirgelerle ilk ortaya kondukları andan itibaren insana dair en üst etik ilkeler olarak deÄerlendirilmeye baÅlamıÅtır. Ä°nsan haklarının özgürlük alanlarıyla iç içe, en üst etik ilkeler olarak deÄer görmesi, özellikle Ä°kinci Dünya SavaÅı'ndan sonra daha da artmıÅtır. YaÅam hakkından toplantı ve gösteri yürüyüÅleri hakkına, din ve vicdan özgürlüÄünden adil yargılanma hakkına, eÄitim hakkından barıŠhakkına, grev hakkından saÄlıklı çevrede yaÅama hakkına kadar insan yaÅamını ilgilendiren her alan, adeta haklar ve özgürlükler manzumesiyle donatılmıÅtır. Ä°nsan haklarının giderek geniÅleyen çerçevesi, modern insana geniÅ bir özgürlük ve güvenlik Åemsiyesi saÄlamakla birlikte, aynı ölçüde insan hakları ihlallerinin artmasına da yol açmaktadır.
Günümüzde insan hakları ihlallerinin artması, sadece hak ve özgürlüklerin geniÅlemesinden kaynaklı nicel bir sorun deÄildir. Toplama kamplarından mültecilerin toplu olarak tutuldukları kamplara kadar günümüzde insan hakları ihlallerinin yaÅandıÄı istisna mekanlarının sayısı artmaktadır. G. Agamben gibi kimi düÅünürlere göre "kamp" olgusu, kent varoÅları gibi varyasyonları da dâhil olmak üzere, günümüzün biyosiyasal paradigmasıdır. Kimi kamu hukukçuları ve siyaset felsefecilerine göre ise günümüz anayasal demokrasilerinde dahi bir istisna hâli olan olaÄanüstü hâl rejimlerine terör tehdidi, kamu düzeni ve güvenliÄi gibi gerekçelerle sıklıkla baÅvurulmakta, istisna haller normal anayasal düzenlerin bir parçası haline gelmekte, hukuken istisnaî olması gereken Åeyler normalleÅtirilmektedir. Tüm bu hukukî ve politik kargaÅa içerisinde insan hakları ihlalleri kaçınılmaz olarak artmakta, hatta kimi insanlar ve insan grupları düÅman ceza hukuku çerçevesinde ötekileÅtirilmekte, kriminalleÅtirilmekte, ÅeytanlaÅtırılmaktadır. Tüm bu yollarla insan türü dıÅında bir konuma yerleÅtirilip insan olarak görülmeyen bu kiÅi ve gruplar insan haklarının güvencelerinden yararlandırılmadıkları gibi onlara yönelik en aÄır insan hakları ihlalleri de düÅman ceza hukuku çerçevesinde mümkün hâle gelebilmektedir. YaÅanan tüm bu olaylar insan onuru ve insana saygı gibi insan haklarının özünü ve ortaya çıkıŠsebebini oluÅturan etik ilkeleri doÄrudan ayaklar altına almakta ve insan haklarının en aÄır ihlallerine yol açmaktadır.
Antalya Bilim Ãniversitesi KarÅılaÅtırmalı Hukuk Uygulama ve AraÅtırma Merkezi bünyesinde, ev sahibi olarak düzenlediÄimiz bu sempozyumla insan haklarının özünü ve varlık nedenini teÅkil eden Ä°nsan Onuru ve Ä°nsana Saygı ilke ve fenomenlerini bilimsel bakıŠaçısıyla mercek altına almayı hedefledik. Bu çerçevede felsefecilerden ceza hukukçularına, siyaset bilimcilerden kamu hukukçularına kadar geniÅ bir akademik perspektifle sempozyumumuzu gerçekleÅtirdik. Sempozyumumuzda ortaya konan fikir ve düÅüncelerin insan onuru ve insana saygının temel bir deÄer olduÄu barıŠiçinde bir dünyanın kurulumuna katkı saÄlamasını temenni ederiz.
Antik dönemlerden bu yana kriz anlarında insanlar ve toplumlar, ister ideal ilkeler gibi aÅkın bir düzeyde bulunsun isterse ete kemiÄe bürünmüŠinsan görünümünde olsun, hep bir yol gösterici arayıÅında olmuÅlardır. Ä°nsan hakları, bu çerçevede, bildirgelerle ilk ortaya kondukları andan itibaren insana dair en üst etik ilkeler olarak deÄerlendirilmeye baÅlamıÅtır. Ä°nsan haklarının özgürlük alanlarıyla iç içe, en üst etik ilkeler olarak deÄer görmesi, özellikle Ä°kinci Dünya SavaÅı'ndan sonra daha da artmıÅtır. YaÅam hakkından toplantı ve gösteri yürüyüÅleri hakkına, din ve vicdan özgürlüÄünden adil yargılanma hakkına, eÄitim hakkından barıŠhakkına, grev hakkından saÄlıklı çevrede yaÅama hakkına kadar insan yaÅamını ilgilendiren her alan, adeta haklar ve özgürlükler manzumesiyle donatılmıÅtır. Ä°nsan haklarının giderek geniÅleyen çerçevesi, modern insana geniÅ bir özgürlük ve güvenlik Åemsiyesi saÄlamakla birlikte, aynı ölçüde insan hakları ihlallerinin artmasına da yol açmaktadır.
Günümüzde insan hakları ihlallerinin artması, sadece hak ve özgürlüklerin geniÅlemesinden kaynaklı nicel bir sorun deÄildir. Toplama kamplarından mültecilerin toplu olarak tutuldukları kamplara kadar günümüzde insan hakları ihlallerinin yaÅandıÄı istisna mekanlarının sayısı artmaktadır. G. Agamben gibi kimi düÅünürlere göre "kamp" olgusu, kent varoÅları gibi varyasyonları da dâhil olmak üzere, günümüzün biyosiyasal paradigmasıdır. Kimi kamu hukukçuları ve siyaset felsefecilerine göre ise günümüz anayasal demokrasilerinde dahi bir istisna hâli olan olaÄanüstü hâl rejimlerine terör tehdidi, kamu düzeni ve güvenliÄi gibi gerekçelerle sıklıkla baÅvurulmakta, istisna haller normal anayasal düzenlerin bir parçası haline gelmekte, hukuken istisnaî olması gereken Åeyler normalleÅtirilmektedir. Tüm bu hukukî ve politik kargaÅa içerisinde insan hakları ihlalleri kaçınılmaz olarak artmakta, hatta kimi insanlar ve insan grupları düÅman ceza hukuku çerçevesinde ötekileÅtirilmekte, kriminalleÅtirilmekte, ÅeytanlaÅtırılmaktadır. Tüm bu yollarla insan türü dıÅında bir konuma yerleÅtirilip insan olarak görülmeyen bu kiÅi ve gruplar insan haklarının güvencelerinden yararlandırılmadıkları gibi onlara yönelik en aÄır insan hakları ihlalleri de düÅman ceza hukuku çerçevesinde mümkün hâle gelebilmektedir. YaÅanan tüm bu olaylar insan onuru ve insana saygı gibi insan haklarının özünü ve ortaya çıkıŠsebebini oluÅturan etik ilkeleri doÄrudan ayaklar altına almakta ve insan haklarının en aÄır ihlallerine yol açmaktadır.
Antalya Bilim Ãniversitesi KarÅılaÅtırmalı Hukuk Uygulama ve AraÅtırma Merkezi bünyesinde, ev sahibi olarak düzenlediÄimiz bu sempozyumla insan haklarının özünü ve varlık nedenini teÅkil eden Ä°nsan Onuru ve Ä°nsana Saygı ilke ve fenomenlerini bilimsel bakıŠaçısıyla mercek altına almayı hedefledik. Bu çerçevede felsefecilerden ceza hukukçularına, siyaset bilimcilerden kamu hukukçularına kadar geniÅ bir akademik perspektifle sempozyumumuzu gerçekleÅtirdik. Sempozyumumuzda ortaya konan fikir ve düÅüncelerin insan onuru ve insana saygının temel bir deÄer olduÄu barıŠiçinde bir dünyanın kurulumuna katkı saÄlamasını temenni ederiz.
- Açıklama
- Gerek ulus-devletler düzeyinde gerekse uluslararası alanda yaÅanan birçok geliÅme, çaÄımızı krizler çaÄı olarak niteleyenleri haklı çıkaracak bir dizi veriyi bizlere sunmaktadır. Ekonomiden hukuka, bilimden sanata, politikadan etik ve ekolojik sorunlara deÄin modern politik toplumların yüzleÅtiÄi ve her alanda biriken sorunlar, günümüzde modern insanı ve toplumları adeta bir çaresizlik halesiyle çevirmektedir. Tüm bu yaÅananlar, yeni ilkeleri, deÄerleri, kurumları ve bunların alternatiflerini de kaçınılmaz olarak gündeme getirmektedir.
Antik dönemlerden bu yana kriz anlarında insanlar ve toplumlar, ister ideal ilkeler gibi aÅkın bir düzeyde bulunsun isterse ete kemiÄe bürünmüŠinsan görünümünde olsun, hep bir yol gösterici arayıÅında olmuÅlardır. Ä°nsan hakları, bu çerçevede, bildirgelerle ilk ortaya kondukları andan itibaren insana dair en üst etik ilkeler olarak deÄerlendirilmeye baÅlamıÅtır. Ä°nsan haklarının özgürlük alanlarıyla iç içe, en üst etik ilkeler olarak deÄer görmesi, özellikle Ä°kinci Dünya SavaÅı'ndan sonra daha da artmıÅtır. YaÅam hakkından toplantı ve gösteri yürüyüÅleri hakkına, din ve vicdan özgürlüÄünden adil yargılanma hakkına, eÄitim hakkından barıŠhakkına, grev hakkından saÄlıklı çevrede yaÅama hakkına kadar insan yaÅamını ilgilendiren her alan, adeta haklar ve özgürlükler manzumesiyle donatılmıÅtır. Ä°nsan haklarının giderek geniÅleyen çerçevesi, modern insana geniÅ bir özgürlük ve güvenlik Åemsiyesi saÄlamakla birlikte, aynı ölçüde insan hakları ihlallerinin artmasına da yol açmaktadır.
Günümüzde insan hakları ihlallerinin artması, sadece hak ve özgürlüklerin geniÅlemesinden kaynaklı nicel bir sorun deÄildir. Toplama kamplarından mültecilerin toplu olarak tutuldukları kamplara kadar günümüzde insan hakları ihlallerinin yaÅandıÄı istisna mekanlarının sayısı artmaktadır. G. Agamben gibi kimi düÅünürlere göre "kamp" olgusu, kent varoÅları gibi varyasyonları da dâhil olmak üzere, günümüzün biyosiyasal paradigmasıdır. Kimi kamu hukukçuları ve siyaset felsefecilerine göre ise günümüz anayasal demokrasilerinde dahi bir istisna hâli olan olaÄanüstü hâl rejimlerine terör tehdidi, kamu düzeni ve güvenliÄi gibi gerekçelerle sıklıkla baÅvurulmakta, istisna haller normal anayasal düzenlerin bir parçası haline gelmekte, hukuken istisnaî olması gereken Åeyler normalleÅtirilmektedir. Tüm bu hukukî ve politik kargaÅa içerisinde insan hakları ihlalleri kaçınılmaz olarak artmakta, hatta kimi insanlar ve insan grupları düÅman ceza hukuku çerçevesinde ötekileÅtirilmekte, kriminalleÅtirilmekte, ÅeytanlaÅtırılmaktadır. Tüm bu yollarla insan türü dıÅında bir konuma yerleÅtirilip insan olarak görülmeyen bu kiÅi ve gruplar insan haklarının güvencelerinden yararlandırılmadıkları gibi onlara yönelik en aÄır insan hakları ihlalleri de düÅman ceza hukuku çerçevesinde mümkün hâle gelebilmektedir. YaÅanan tüm bu olaylar insan onuru ve insana saygı gibi insan haklarının özünü ve ortaya çıkıŠsebebini oluÅturan etik ilkeleri doÄrudan ayaklar altına almakta ve insan haklarının en aÄır ihlallerine yol açmaktadır.
Antalya Bilim Ãniversitesi KarÅılaÅtırmalı Hukuk Uygulama ve AraÅtırma Merkezi bünyesinde, ev sahibi olarak düzenlediÄimiz bu sempozyumla insan haklarının özünü ve varlık nedenini teÅkil eden Ä°nsan Onuru ve Ä°nsana Saygı ilke ve fenomenlerini bilimsel bakıŠaçısıyla mercek altına almayı hedefledik. Bu çerçevede felsefecilerden ceza hukukçularına, siyaset bilimcilerden kamu hukukçularına kadar geniÅ bir akademik perspektifle sempozyumumuzu gerçekleÅtirdik. Sempozyumumuzda ortaya konan fikir ve düÅüncelerin insan onuru ve insana saygının temel bir deÄer olduÄu barıŠiçinde bir dünyanın kurulumuna katkı saÄlamasını temenni ederiz.Stok Kodu:9786053009139Boyut:160-240Sayfa Sayısı:167Baskı:1Basım Tarihi:2019-12Kapak Türü:KartonKağıt Türü:1.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.