mdallstore.com

Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah

İndirimli Fiyat : 11,25
İndirimli Fiyat : 11,25 TL
Sepete Ekle
9786051051956
562041
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah
11.25
1907'nin Eylül ayı başlarında, bir Bulgar kadın yazar, diş hekimi kocasıyla Sofya Garı'nda,
ülkenin efsanevi milli şairiyle buluşuyor. Kadın yolcu, 1903'ten başlayarak farklı dergi ve
gazetelerde hikâye ve oyunları yayınlanmaya başlayan, daha çok Mars takma soyadıyla
bilinen Evgenia Bonçeva-Elmazova. İkinci yolcumuz, Evgenia Mars'ın kocası Dr. Mihail
Elmazov. Sofya Garı'nda onları bekleyen üçüncü yolcu ise ünlü Bulgar şairi İvan Vazov. Bu
üç yolcu Osmanlı İmparatorluğu payitahtına gidiyorlar. İki yıl sonra yayınlanan seyahat
izlenimlerinin ilk bölümünde Sofya-İstanbul tren yolculuğu anlatılıyor. Akşam saatlerinde, o
zaman Harmanlı civarından geçen Bulgar-Türk sınırına gelindiğinde özellikle kadın yazarın,
zihnindeki basmakalıp önyargıların ağırlığı altında ezildiğine tanık olmaya başlıyoruz.
Nihayet Sirkeci Garı'na ulaşılıyor ve Beyoğlu'ndaki d'Athens Palace Oteline yerleşiliyor.
Seyahat notlarının ilerleyen kısımlarında, burada geçirilen on gün boyunca yoğun bir
koşuşturma içinde ziyaret edilen yer ve mekânların tasviri sunuluyor. Boğaziçi'nden
Sultanahmet Meydanı'na, Büyükada'dan Taksim'e, Kapalıçarşı'dan Ortaköy ve Galata'ya
uzanan geziler yapılıyor. Yolcular şehirdeki Bulgarlara ait izleri görmeyi arzu ettiklerinden ve
Şişli'deki Evlogi Georgiev Bulgar Hastanesi ve Bulgar Ruhban Mektebi, Ortaköy'deki Bulgar
Ekzarhlığı ve Fener'deki Demir Kilise gibi kurum ve kuruluşlar da ziyaret ediliyor. Evgenia
Mars'ın geleneksel İstanbul'u da ihmal etmediği, Divanyolu'ndaki padişah türbelerini ziyaret
etmesinden, II. Abdülhamid'in Yıldız Hamidiye Camisi'ndeki Cuma selamlığı merasimini
dikkatle izlemesinden, son olarak da Galata Mevlevihanesinde semazenlerin gösterisini
kaçırmamasından anlaşılıyor. Yazar, 20 yüzyılın hemen başında ziyaret ettiği Osmanlı
payitahtını durgun, cansız, solgun, yoğun bir kasvet ve hüzün saçan bir yer olarak görüyor.
Hüznün kaynağını bazen şehrin gerçek sahipleri olarak görülen sokak köpekleri ve her adım
başı karşınıza çıkarak ölümü çağrıştıran mezarlıklar oluşturuyor. Seyahat notlarını Türkçeye
çevirip notlayan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesi.
  • Açıklama
    • 1907'nin Eylül ayı başlarında, bir Bulgar kadın yazar, diş hekimi kocasıyla Sofya Garı'nda,
      ülkenin efsanevi milli şairiyle buluşuyor. Kadın yolcu, 1903'ten başlayarak farklı dergi ve
      gazetelerde hikâye ve oyunları yayınlanmaya başlayan, daha çok Mars takma soyadıyla
      bilinen Evgenia Bonçeva-Elmazova. İkinci yolcumuz, Evgenia Mars'ın kocası Dr. Mihail
      Elmazov. Sofya Garı'nda onları bekleyen üçüncü yolcu ise ünlü Bulgar şairi İvan Vazov. Bu
      üç yolcu Osmanlı İmparatorluğu payitahtına gidiyorlar. İki yıl sonra yayınlanan seyahat
      izlenimlerinin ilk bölümünde Sofya-İstanbul tren yolculuğu anlatılıyor. Akşam saatlerinde, o
      zaman Harmanlı civarından geçen Bulgar-Türk sınırına gelindiğinde özellikle kadın yazarın,
      zihnindeki basmakalıp önyargıların ağırlığı altında ezildiğine tanık olmaya başlıyoruz.
      Nihayet Sirkeci Garı'na ulaşılıyor ve Beyoğlu'ndaki d'Athens Palace Oteline yerleşiliyor.
      Seyahat notlarının ilerleyen kısımlarında, burada geçirilen on gün boyunca yoğun bir
      koşuşturma içinde ziyaret edilen yer ve mekânların tasviri sunuluyor. Boğaziçi'nden
      Sultanahmet Meydanı'na, Büyükada'dan Taksim'e, Kapalıçarşı'dan Ortaköy ve Galata'ya
      uzanan geziler yapılıyor. Yolcular şehirdeki Bulgarlara ait izleri görmeyi arzu ettiklerinden ve
      Şişli'deki Evlogi Georgiev Bulgar Hastanesi ve Bulgar Ruhban Mektebi, Ortaköy'deki Bulgar
      Ekzarhlığı ve Fener'deki Demir Kilise gibi kurum ve kuruluşlar da ziyaret ediliyor. Evgenia
      Mars'ın geleneksel İstanbul'u da ihmal etmediği, Divanyolu'ndaki padişah türbelerini ziyaret
      etmesinden, II. Abdülhamid'in Yıldız Hamidiye Camisi'ndeki Cuma selamlığı merasimini
      dikkatle izlemesinden, son olarak da Galata Mevlevihanesinde semazenlerin gösterisini
      kaçırmamasından anlaşılıyor. Yazar, 20 yüzyılın hemen başında ziyaret ettiği Osmanlı
      payitahtını durgun, cansız, solgun, yoğun bir kasvet ve hüzün saçan bir yer olarak görüyor.
      Hüznün kaynağını bazen şehrin gerçek sahipleri olarak görülen sokak köpekleri ve her adım
      başı karşınıza çıkarak ölümü çağrıştıran mezarlıklar oluşturuyor. Seyahat notlarını Türkçeye
      çevirip notlayan Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
      Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesi.
      Stok Kodu
      :
      9786051051956
      Boyut
      :
      165-210
      Sayfa Sayısı
      :
      86
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2019-11
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      2.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
Stokta yok