9789944457057
380916
https://www.mdallstore.com/ataturkun-manevi-dunyasi
Atatürk'ün Manevî Dünyası
11.25
"Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi sağlam ve temi/ kalbinle, düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz borç bilirim.
Sizin başını eğmeye razı olmayan bağımsızlık fikriniz, mağrur ilerleyen düşmanı ric'ate mecbur etli. Kızgın bir ufuk üzerinde tüten ve yanan yüzlerce köylerimizi arkasında
bırakarak düşman ordusu ceza önünde kaçan cani gibi geldiği yerlere gidiyor. Halbuki o bir muharebe değil, yalnız bir akın düşünüyordu. Fikir ve imanın kadir ve mutlak kuvvetine kazandığınız zafer kadar büyük bir delil olamaz.
Türkiye ve Türkiye halkı, bağımsızlığını ve mevcudiyetini imhaya yönelik elim darbeler karşısında kaldığı yün. insanlık dünyasında hiçbir dayanak noktasına sahip bulunmuyordu. Yalnız ve ancak kalp ve vicdanındaki azim ve imana güvenerek ya bağımsızlığına sahip ve hakim olarak yasamaya ve yahut ölmeye karar verdi.
Türk askerinin göğsü yalnız azim ve imanla doludur... İddia ederim ve son gerçek ile ispat ediyorum ki, savaşta zafer, alim ve imanı kuvvetli olan tarafındır.. ve biz onunla başarılı olduk. İşte siz gençler onu kuvvetlendirdiniz.
Çünkü bize ancak ve har şeyden önce o, "azim ve iman kuvveti gereklidir. Zaten biz Batı'dan Önce ve maddi iç sebepleri ve şartları hesap etse idik, savaşı göze alabilir mîydik? Fakat terazinin bir kefesine imanımızı koyduk, maddi boşluğu doldurduk ve işte o imanımız vesilesiyledir kî, bu büyük davayı çözmeye cesaret ettik. Başarılı da olduk;
bugün kurtarılmış bulunuyoruz.
Düşmanın her şeyi mükemmel değil miydi? Fakat düşününüz, onda Türk askerindeki azim ve iman var mıydı? Bulunabilir miydi? Onbinlerce düşman askerine şapkalarını
çıkartarak süngüsü önünde baş eğdiren Türk'ün azim ve imanı değil de nedir?"
Sizin başını eğmeye razı olmayan bağımsızlık fikriniz, mağrur ilerleyen düşmanı ric'ate mecbur etli. Kızgın bir ufuk üzerinde tüten ve yanan yüzlerce köylerimizi arkasında
bırakarak düşman ordusu ceza önünde kaçan cani gibi geldiği yerlere gidiyor. Halbuki o bir muharebe değil, yalnız bir akın düşünüyordu. Fikir ve imanın kadir ve mutlak kuvvetine kazandığınız zafer kadar büyük bir delil olamaz.
Türkiye ve Türkiye halkı, bağımsızlığını ve mevcudiyetini imhaya yönelik elim darbeler karşısında kaldığı yün. insanlık dünyasında hiçbir dayanak noktasına sahip bulunmuyordu. Yalnız ve ancak kalp ve vicdanındaki azim ve imana güvenerek ya bağımsızlığına sahip ve hakim olarak yasamaya ve yahut ölmeye karar verdi.
Türk askerinin göğsü yalnız azim ve imanla doludur... İddia ederim ve son gerçek ile ispat ediyorum ki, savaşta zafer, alim ve imanı kuvvetli olan tarafındır.. ve biz onunla başarılı olduk. İşte siz gençler onu kuvvetlendirdiniz.
Çünkü bize ancak ve har şeyden önce o, "azim ve iman kuvveti gereklidir. Zaten biz Batı'dan Önce ve maddi iç sebepleri ve şartları hesap etse idik, savaşı göze alabilir mîydik? Fakat terazinin bir kefesine imanımızı koyduk, maddi boşluğu doldurduk ve işte o imanımız vesilesiyledir kî, bu büyük davayı çözmeye cesaret ettik. Başarılı da olduk;
bugün kurtarılmış bulunuyoruz.
Düşmanın her şeyi mükemmel değil miydi? Fakat düşününüz, onda Türk askerindeki azim ve iman var mıydı? Bulunabilir miydi? Onbinlerce düşman askerine şapkalarını
çıkartarak süngüsü önünde baş eğdiren Türk'ün azim ve imanı değil de nedir?"
- Açıklama
- "Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi sağlam ve temi/ kalbinle, düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz borç bilirim.
Sizin başını eğmeye razı olmayan bağımsızlık fikriniz, mağrur ilerleyen düşmanı ric'ate mecbur etli. Kızgın bir ufuk üzerinde tüten ve yanan yüzlerce köylerimizi arkasında
bırakarak düşman ordusu ceza önünde kaçan cani gibi geldiği yerlere gidiyor. Halbuki o bir muharebe değil, yalnız bir akın düşünüyordu. Fikir ve imanın kadir ve mutlak kuvvetine kazandığınız zafer kadar büyük bir delil olamaz.
Türkiye ve Türkiye halkı, bağımsızlığını ve mevcudiyetini imhaya yönelik elim darbeler karşısında kaldığı yün. insanlık dünyasında hiçbir dayanak noktasına sahip bulunmuyordu. Yalnız ve ancak kalp ve vicdanındaki azim ve imana güvenerek ya bağımsızlığına sahip ve hakim olarak yasamaya ve yahut ölmeye karar verdi.
Türk askerinin göğsü yalnız azim ve imanla doludur... İddia ederim ve son gerçek ile ispat ediyorum ki, savaşta zafer, alim ve imanı kuvvetli olan tarafındır.. ve biz onunla başarılı olduk. İşte siz gençler onu kuvvetlendirdiniz.
Çünkü bize ancak ve har şeyden önce o, "azim ve iman kuvveti gereklidir. Zaten biz Batı'dan Önce ve maddi iç sebepleri ve şartları hesap etse idik, savaşı göze alabilir mîydik? Fakat terazinin bir kefesine imanımızı koyduk, maddi boşluğu doldurduk ve işte o imanımız vesilesiyledir kî, bu büyük davayı çözmeye cesaret ettik. Başarılı da olduk;
bugün kurtarılmış bulunuyoruz.
Düşmanın her şeyi mükemmel değil miydi? Fakat düşününüz, onda Türk askerindeki azim ve iman var mıydı? Bulunabilir miydi? Onbinlerce düşman askerine şapkalarını
çıkartarak süngüsü önünde baş eğdiren Türk'ün azim ve imanı değil de nedir?"Stok Kodu:9789944457057Boyut:135-195Sayfa Sayısı:430Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2007-01Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.