9786057655844
555593
https://www.mdallstore.com/eski-gecenin-on-a-ki-kapa-sa
Eski Gecenin On İki Kapısı
11.25
"Yücel Ulu, unuttuÄumuzu sandıÄımız bir ad,
ama çoÄu genç Åairin, bir Åeyler hatırlayacaÄı bir anı
belki de. Sahaflarda kurcaladıÄımız Yordam, Soyut
dergilerinde koÅturduÄumuz bir edebiyat neferi.
SoluÄundaki ter, kitap okuduÄumuz kahve
masalarının camlarına yapıÅmıÅ.
Dahası Yücel Ulu, bugün bile okuduÄunda
canlı kalabilmiÅ, yüreÄi titreten Åiir yapısını
koruyan bir canlılıÄa sahip.
Dün gibi anımsıyorum, Aydın'dan İzmir'e Seyfettin
Ãzdemir'le gelen Ãzdemir Ä°nce'nin öÄrencisi iki
Åiir meraklısı genci. Ataol BehramoÄlu'nun 'Yeniden
Hüzünle' ve 'Kör Bir' Åiirlerindeki tekniÄe tutulmuÅtuk
beraberce. Seyfettin daha ironik yazmaya meraklıydı.
Onu erken kaybettik aramızda. İkisi de mimar oldular
sonunda. Seyfettin Kadıköy'de, Yücel de Bursa'da..
Yücel de sanat dokusu; Bulgaristan Kırcali'sinde doÄmuÅ,
babasının çalıÅtıÄı Almanya'da büyümüŠolmasından
da kaynak alacaÄını düÅündüÄümden belki, daha
geliÅmiÅ, mimarlıkla birleÅik büyümüŠgöründü hep
içime. Biz Yücel'le Ä°stanbul Beyazıt'ta bir öÄrenci
yurdunda kaldık uzun seneler. SavaŠEmek, Nihat
Behram, Egemen Berköz, Refik DurbaŠvb. çok
Åair arkadaÅımız oldu. Hatta Tuncer Gönen de bizlerle
bir aradaydı. Kendimizi Kafka'dan
kalma deÄiÅime uÄramıŠGregor Samsa adlı bir böcek,
Rilke ve Hilmi Yavuz'daki, belki Bahadır Bayrıl'daki
birer hüzün tortusu, derinlik meraklısı sanmamız hep
günlerden sonra baÅladı. Goethe'de var arada, Dostoyevski de..
Bugün elinizdeki kitapta Yücel Ulu'nun kendini
anlatmak için 'bir nergis kendini uyuklar' dediÄi gibi
eÅsiz benzetmelerine uÄruyorsak, mürekkebin
lacivert olduÄuna inanıp, içten içe sallantılı güzel
bir evreni kucaklıyorsak, ne mutlu bize.
İyi ki tekrar aramıza hoŠgeldin Yücel Ulu. Hiç de
geç kalmamıŠgibisin.."
ama çoÄu genç Åairin, bir Åeyler hatırlayacaÄı bir anı
belki de. Sahaflarda kurcaladıÄımız Yordam, Soyut
dergilerinde koÅturduÄumuz bir edebiyat neferi.
SoluÄundaki ter, kitap okuduÄumuz kahve
masalarının camlarına yapıÅmıÅ.
Dahası Yücel Ulu, bugün bile okuduÄunda
canlı kalabilmiÅ, yüreÄi titreten Åiir yapısını
koruyan bir canlılıÄa sahip.
Dün gibi anımsıyorum, Aydın'dan İzmir'e Seyfettin
Ãzdemir'le gelen Ãzdemir Ä°nce'nin öÄrencisi iki
Åiir meraklısı genci. Ataol BehramoÄlu'nun 'Yeniden
Hüzünle' ve 'Kör Bir' Åiirlerindeki tekniÄe tutulmuÅtuk
beraberce. Seyfettin daha ironik yazmaya meraklıydı.
Onu erken kaybettik aramızda. İkisi de mimar oldular
sonunda. Seyfettin Kadıköy'de, Yücel de Bursa'da..
Yücel de sanat dokusu; Bulgaristan Kırcali'sinde doÄmuÅ,
babasının çalıÅtıÄı Almanya'da büyümüŠolmasından
da kaynak alacaÄını düÅündüÄümden belki, daha
geliÅmiÅ, mimarlıkla birleÅik büyümüŠgöründü hep
içime. Biz Yücel'le Ä°stanbul Beyazıt'ta bir öÄrenci
yurdunda kaldık uzun seneler. SavaŠEmek, Nihat
Behram, Egemen Berköz, Refik DurbaŠvb. çok
Åair arkadaÅımız oldu. Hatta Tuncer Gönen de bizlerle
bir aradaydı. Kendimizi Kafka'dan
kalma deÄiÅime uÄramıŠGregor Samsa adlı bir böcek,
Rilke ve Hilmi Yavuz'daki, belki Bahadır Bayrıl'daki
birer hüzün tortusu, derinlik meraklısı sanmamız hep
günlerden sonra baÅladı. Goethe'de var arada, Dostoyevski de..
Bugün elinizdeki kitapta Yücel Ulu'nun kendini
anlatmak için 'bir nergis kendini uyuklar' dediÄi gibi
eÅsiz benzetmelerine uÄruyorsak, mürekkebin
lacivert olduÄuna inanıp, içten içe sallantılı güzel
bir evreni kucaklıyorsak, ne mutlu bize.
İyi ki tekrar aramıza hoŠgeldin Yücel Ulu. Hiç de
geç kalmamıŠgibisin.."
- Açıklama
- "Yücel Ulu, unuttuÄumuzu sandıÄımız bir ad,
ama çoÄu genç Åairin, bir Åeyler hatırlayacaÄı bir anı
belki de. Sahaflarda kurcaladıÄımız Yordam, Soyut
dergilerinde koÅturduÄumuz bir edebiyat neferi.
SoluÄundaki ter, kitap okuduÄumuz kahve
masalarının camlarına yapıÅmıÅ.
Dahası Yücel Ulu, bugün bile okuduÄunda
canlı kalabilmiÅ, yüreÄi titreten Åiir yapısını
koruyan bir canlılıÄa sahip.
Dün gibi anımsıyorum, Aydın'dan İzmir'e Seyfettin
Ãzdemir'le gelen Ãzdemir Ä°nce'nin öÄrencisi iki
Åiir meraklısı genci. Ataol BehramoÄlu'nun 'Yeniden
Hüzünle' ve 'Kör Bir' Åiirlerindeki tekniÄe tutulmuÅtuk
beraberce. Seyfettin daha ironik yazmaya meraklıydı.
Onu erken kaybettik aramızda. İkisi de mimar oldular
sonunda. Seyfettin Kadıköy'de, Yücel de Bursa'da..
Yücel de sanat dokusu; Bulgaristan Kırcali'sinde doÄmuÅ,
babasının çalıÅtıÄı Almanya'da büyümüŠolmasından
da kaynak alacaÄını düÅündüÄümden belki, daha
geliÅmiÅ, mimarlıkla birleÅik büyümüŠgöründü hep
içime. Biz Yücel'le Ä°stanbul Beyazıt'ta bir öÄrenci
yurdunda kaldık uzun seneler. SavaŠEmek, Nihat
Behram, Egemen Berköz, Refik DurbaŠvb. çok
Åair arkadaÅımız oldu. Hatta Tuncer Gönen de bizlerle
bir aradaydı. Kendimizi Kafka'dan
kalma deÄiÅime uÄramıŠGregor Samsa adlı bir böcek,
Rilke ve Hilmi Yavuz'daki, belki Bahadır Bayrıl'daki
birer hüzün tortusu, derinlik meraklısı sanmamız hep
günlerden sonra baÅladı. Goethe'de var arada, Dostoyevski de..
Bugün elinizdeki kitapta Yücel Ulu'nun kendini
anlatmak için 'bir nergis kendini uyuklar' dediÄi gibi
eÅsiz benzetmelerine uÄruyorsak, mürekkebin
lacivert olduÄuna inanıp, içten içe sallantılı güzel
bir evreni kucaklıyorsak, ne mutlu bize.
İyi ki tekrar aramıza hoŠgeldin Yücel Ulu. Hiç de
geç kalmamıŠgibisin.."Stok Kodu:9786057655844Boyut:135-195Sayfa Sayısı:65Baskı:1Basım Tarihi:2019-09Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.