9786257976312
563147
https://www.mdallstore.com/kale-5
Kale
30.40
Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilanından bir gün sonra 30 Ekim 1923'de Ä°smet PaÅa'yı
köÅke davet ederek, ona ülkenin içinde bulunduÄu durumu, Osmanlı'dan devralınan mirası
anlatmıÅtır. Atatürk sözlerine "Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü
devletiyiz..." diye baÅlamıÅtır. Atatürk çok haklıdır. Ãünkü o dönemde; Kapitülasyonlar, dıÅ
borçlar ve Düyun-u Umumiye halkın belini bükmüŠdurumdadır. Telefon, makine ve motor
ülkede bulunmamakta, tarım ilkel koÅullarla yapıldıÄından üretim yok denecek kadar azdır.
EkmeÄin unu dıÅarıdan alınmaktadır. Madenler, limanlar ve demiryollarının kontrolü yabancıların
elindedir. Nüfusun %80'i kırsal kesimlerde yaÅamaktadır. 40 bin köyün 37 bininde ne okul, ne
postane ne de dükkan vardır. 40 bin köyde 11 milyon insan yaÅamakta, bunun sadece %2'si
okuma yazma bilmektedir. Köylünün topraÄı bulunmamakla birlikte saban ve öküzü de yoktur.
Köylerde aÅiret liderleri, aÄalar ve Åeyhlerin düzeni vardır. Yaygın sıÄır vebasından hayvancılık
geliÅememektedir. DüÅmanların tamamen yaktıÄı köy sayısı 830'dur. 115 bin bina tamamen
yanmıŠdurumdadır. Yenilerini yapacak para maalesef yoktur. Donanma II. Abdülhamit
zamanında çürümeye bırakıldıÄı için denizcilik bitmiÅ durumdadır. Tüm ülkedeki doktor sayısı
337, eczacı sayısı 60'dır. 40 bin köydeki ebe sayısı sadece 136'dır. Bu sebeple bebek ölüm oranı
% 60'ın üzerindedir. Nüfusun neredeyse yarısı trahom, sıtma, tifüs, verem, frengi ve tifo
hastalıklarıyla boÄuÅmaktadır. Ä°Åte kalan miras budur. Bu geri, borçlu ve hastalıklı vatan, Mustafa
Kemal Atatürk vizyonu sayesinde 15 sene içerisinde adeta bir çaÄ atlamıÅtır. Yurdun dört bir yanı, ülkeye basamak atlatacak ve insanları huzur ve refaha kavuÅturacak fabrika ve kurumlarla
adeta aÄlarla örülmüÅtür.
köÅke davet ederek, ona ülkenin içinde bulunduÄu durumu, Osmanlı'dan devralınan mirası
anlatmıÅtır. Atatürk sözlerine "Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü
devletiyiz..." diye baÅlamıÅtır. Atatürk çok haklıdır. Ãünkü o dönemde; Kapitülasyonlar, dıÅ
borçlar ve Düyun-u Umumiye halkın belini bükmüŠdurumdadır. Telefon, makine ve motor
ülkede bulunmamakta, tarım ilkel koÅullarla yapıldıÄından üretim yok denecek kadar azdır.
EkmeÄin unu dıÅarıdan alınmaktadır. Madenler, limanlar ve demiryollarının kontrolü yabancıların
elindedir. Nüfusun %80'i kırsal kesimlerde yaÅamaktadır. 40 bin köyün 37 bininde ne okul, ne
postane ne de dükkan vardır. 40 bin köyde 11 milyon insan yaÅamakta, bunun sadece %2'si
okuma yazma bilmektedir. Köylünün topraÄı bulunmamakla birlikte saban ve öküzü de yoktur.
Köylerde aÅiret liderleri, aÄalar ve Åeyhlerin düzeni vardır. Yaygın sıÄır vebasından hayvancılık
geliÅememektedir. DüÅmanların tamamen yaktıÄı köy sayısı 830'dur. 115 bin bina tamamen
yanmıŠdurumdadır. Yenilerini yapacak para maalesef yoktur. Donanma II. Abdülhamit
zamanında çürümeye bırakıldıÄı için denizcilik bitmiÅ durumdadır. Tüm ülkedeki doktor sayısı
337, eczacı sayısı 60'dır. 40 bin köydeki ebe sayısı sadece 136'dır. Bu sebeple bebek ölüm oranı
% 60'ın üzerindedir. Nüfusun neredeyse yarısı trahom, sıtma, tifüs, verem, frengi ve tifo
hastalıklarıyla boÄuÅmaktadır. Ä°Åte kalan miras budur. Bu geri, borçlu ve hastalıklı vatan, Mustafa
Kemal Atatürk vizyonu sayesinde 15 sene içerisinde adeta bir çaÄ atlamıÅtır. Yurdun dört bir yanı, ülkeye basamak atlatacak ve insanları huzur ve refaha kavuÅturacak fabrika ve kurumlarla
adeta aÄlarla örülmüÅtür.
- Açıklama
- Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilanından bir gün sonra 30 Ekim 1923'de Ä°smet PaÅa'yı
köÅke davet ederek, ona ülkenin içinde bulunduÄu durumu, Osmanlı'dan devralınan mirası
anlatmıÅtır. Atatürk sözlerine "Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü
devletiyiz..." diye baÅlamıÅtır. Atatürk çok haklıdır. Ãünkü o dönemde; Kapitülasyonlar, dıÅ
borçlar ve Düyun-u Umumiye halkın belini bükmüŠdurumdadır. Telefon, makine ve motor
ülkede bulunmamakta, tarım ilkel koÅullarla yapıldıÄından üretim yok denecek kadar azdır.
EkmeÄin unu dıÅarıdan alınmaktadır. Madenler, limanlar ve demiryollarının kontrolü yabancıların
elindedir. Nüfusun %80'i kırsal kesimlerde yaÅamaktadır. 40 bin köyün 37 bininde ne okul, ne
postane ne de dükkan vardır. 40 bin köyde 11 milyon insan yaÅamakta, bunun sadece %2'si
okuma yazma bilmektedir. Köylünün topraÄı bulunmamakla birlikte saban ve öküzü de yoktur.
Köylerde aÅiret liderleri, aÄalar ve Åeyhlerin düzeni vardır. Yaygın sıÄır vebasından hayvancılık
geliÅememektedir. DüÅmanların tamamen yaktıÄı köy sayısı 830'dur. 115 bin bina tamamen
yanmıŠdurumdadır. Yenilerini yapacak para maalesef yoktur. Donanma II. Abdülhamit
zamanında çürümeye bırakıldıÄı için denizcilik bitmiÅ durumdadır. Tüm ülkedeki doktor sayısı
337, eczacı sayısı 60'dır. 40 bin köydeki ebe sayısı sadece 136'dır. Bu sebeple bebek ölüm oranı
% 60'ın üzerindedir. Nüfusun neredeyse yarısı trahom, sıtma, tifüs, verem, frengi ve tifo
hastalıklarıyla boÄuÅmaktadır. Ä°Åte kalan miras budur. Bu geri, borçlu ve hastalıklı vatan, Mustafa
Kemal Atatürk vizyonu sayesinde 15 sene içerisinde adeta bir çaÄ atlamıÅtır. Yurdun dört bir yanı, ülkeye basamak atlatacak ve insanları huzur ve refaha kavuÅturacak fabrika ve kurumlarla
adeta aÄlarla örülmüÅtür.Stok Kodu:9786257976312Boyut:135-210Sayfa Sayısı:276Baskı:1Basım Tarihi:2019-12Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.