Maveraünnehir Defterleri"BaÅlangıcı ve Sonu Olan Zamana Tanıklık"
İndirimli Fiyat :
21,00
9786057683076
560612
https://www.mdallstore.com/maveraa-1-4nnehir-defterleri
Maveraünnehir Defterleri "BaÅlangıcı ve Sonu Olan Zamana Tanıklık"
21.00
Bizler bir zamanlar gençtik ve birbirine üstad, birbirine Åakird olmak için bir araya gelmiÅtik:
Yol-daÅlıÄın kıymetini bilerek, ercesine yol-daÅlık etmek tek dileÄimizdi.
Adını bir deryadan alan sakar-çay ocaÄında; birbirimizin dizinin dibinde oturup durmak
varken, baÅkalarının kurduÄu oyunda birbirine çarpan misketler gibi, birer ibn-ül mesai
olarak daÄıldık!
Ãstelik sabahımız da akÅamımız da birbirinden ayrı düÅmüÅtü.
Merkezi Asya'nın baÅkenti olarak adlandırılan TaÅkent'in bana düÅmesi belki de o daÄılmanın
bir sonucuydu, ya da aklımı baÅıma devÅirmem için bir vesileydi, kim bilir?
Ãyle ya Arapların Maveraünnehir dediÄi Türkistan, ÅekillendiÄimiz coÄrafyaydı aynı
zamanda. Bu coÄrafya "mührü sökülmemiÅ bir hazine" olarak bir büyük medeniyetin
beÅiÄiydi. Ve bu büyük medeniyeti oluÅturan Bahaeddin NakÅibendî, Ä°mam Mâtürîdî, Ä°mam
Buhârî, Fârâbî, Ä°bn Sina, KaÅgarlı Mahmut, Yusuf Hemedanî, Hoca Ahmet Yesevî gibi birçok
ulumuzun yurdu; ki onlar dillerinde "emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker" ile sadece
Maveraünnehir'i aydınlatmadılar; bütün bir dünyayı ayıttılar kandilleriyle.
O isimlerle tanıŠolmaktı maksat. Onları tanımaktan maksat, onları kendi mesaimizin daÄıtıcılıÄının ilk örnekleri gibi görme ÅaÅkınlıÄından sıyrılıp derlenmemizin misalleri olarak
Åahitlik etmek. Bize düÅen vazife gücümüz yettiÄince o bizden öncekilerin, eskilerin
bıraktıkları izleri sürmek, takip etmek deÄil miydi?
O izleri karınca kararınca arama ve takip etme gayretiyle uyup üstad sözüne, ayaÄa kalktı
müellif, sakarya nehrinin ötesine kavuÅmak üzere lakin aral denizinin kurutulmuÅluÄunu
aÅacak kadar çaÄlayabildi mi; bir okuyun beraber çaÄlayalım bir de...
Bu yazıların tamamı, iki yılı aÅkın bir süre yalnız yaÅanan, tarihçilerin yeri göÄü sarsan adam
diye tanımladıkları Emir Timur'un ülkesinde bir yolcunun hatırladıkları ve tanıklıkları baÅlıÄı
altında TaÅkent'te yazıldı.
Yol-daÅlıÄın kıymetini bilerek, ercesine yol-daÅlık etmek tek dileÄimizdi.
Adını bir deryadan alan sakar-çay ocaÄında; birbirimizin dizinin dibinde oturup durmak
varken, baÅkalarının kurduÄu oyunda birbirine çarpan misketler gibi, birer ibn-ül mesai
olarak daÄıldık!
Ãstelik sabahımız da akÅamımız da birbirinden ayrı düÅmüÅtü.
Merkezi Asya'nın baÅkenti olarak adlandırılan TaÅkent'in bana düÅmesi belki de o daÄılmanın
bir sonucuydu, ya da aklımı baÅıma devÅirmem için bir vesileydi, kim bilir?
Ãyle ya Arapların Maveraünnehir dediÄi Türkistan, ÅekillendiÄimiz coÄrafyaydı aynı
zamanda. Bu coÄrafya "mührü sökülmemiÅ bir hazine" olarak bir büyük medeniyetin
beÅiÄiydi. Ve bu büyük medeniyeti oluÅturan Bahaeddin NakÅibendî, Ä°mam Mâtürîdî, Ä°mam
Buhârî, Fârâbî, Ä°bn Sina, KaÅgarlı Mahmut, Yusuf Hemedanî, Hoca Ahmet Yesevî gibi birçok
ulumuzun yurdu; ki onlar dillerinde "emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker" ile sadece
Maveraünnehir'i aydınlatmadılar; bütün bir dünyayı ayıttılar kandilleriyle.
O isimlerle tanıŠolmaktı maksat. Onları tanımaktan maksat, onları kendi mesaimizin daÄıtıcılıÄının ilk örnekleri gibi görme ÅaÅkınlıÄından sıyrılıp derlenmemizin misalleri olarak
Åahitlik etmek. Bize düÅen vazife gücümüz yettiÄince o bizden öncekilerin, eskilerin
bıraktıkları izleri sürmek, takip etmek deÄil miydi?
O izleri karınca kararınca arama ve takip etme gayretiyle uyup üstad sözüne, ayaÄa kalktı
müellif, sakarya nehrinin ötesine kavuÅmak üzere lakin aral denizinin kurutulmuÅluÄunu
aÅacak kadar çaÄlayabildi mi; bir okuyun beraber çaÄlayalım bir de...
Bu yazıların tamamı, iki yılı aÅkın bir süre yalnız yaÅanan, tarihçilerin yeri göÄü sarsan adam
diye tanımladıkları Emir Timur'un ülkesinde bir yolcunun hatırladıkları ve tanıklıkları baÅlıÄı
altında TaÅkent'te yazıldı.
- Açıklama
- Bizler bir zamanlar gençtik ve birbirine üstad, birbirine Åakird olmak için bir araya gelmiÅtik:
Yol-daÅlıÄın kıymetini bilerek, ercesine yol-daÅlık etmek tek dileÄimizdi.
Adını bir deryadan alan sakar-çay ocaÄında; birbirimizin dizinin dibinde oturup durmak
varken, baÅkalarının kurduÄu oyunda birbirine çarpan misketler gibi, birer ibn-ül mesai
olarak daÄıldık!
Ãstelik sabahımız da akÅamımız da birbirinden ayrı düÅmüÅtü.
Merkezi Asya'nın baÅkenti olarak adlandırılan TaÅkent'in bana düÅmesi belki de o daÄılmanın
bir sonucuydu, ya da aklımı baÅıma devÅirmem için bir vesileydi, kim bilir?
Ãyle ya Arapların Maveraünnehir dediÄi Türkistan, ÅekillendiÄimiz coÄrafyaydı aynı
zamanda. Bu coÄrafya "mührü sökülmemiÅ bir hazine" olarak bir büyük medeniyetin
beÅiÄiydi. Ve bu büyük medeniyeti oluÅturan Bahaeddin NakÅibendî, Ä°mam Mâtürîdî, Ä°mam
Buhârî, Fârâbî, Ä°bn Sina, KaÅgarlı Mahmut, Yusuf Hemedanî, Hoca Ahmet Yesevî gibi birçok
ulumuzun yurdu; ki onlar dillerinde "emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker" ile sadece
Maveraünnehir'i aydınlatmadılar; bütün bir dünyayı ayıttılar kandilleriyle.
O isimlerle tanıŠolmaktı maksat. Onları tanımaktan maksat, onları kendi mesaimizin daÄıtıcılıÄının ilk örnekleri gibi görme ÅaÅkınlıÄından sıyrılıp derlenmemizin misalleri olarak
Åahitlik etmek. Bize düÅen vazife gücümüz yettiÄince o bizden öncekilerin, eskilerin
bıraktıkları izleri sürmek, takip etmek deÄil miydi?
O izleri karınca kararınca arama ve takip etme gayretiyle uyup üstad sözüne, ayaÄa kalktı
müellif, sakarya nehrinin ötesine kavuÅmak üzere lakin aral denizinin kurutulmuÅluÄunu
aÅacak kadar çaÄlayabildi mi; bir okuyun beraber çaÄlayalım bir de...
Bu yazıların tamamı, iki yılı aÅkın bir süre yalnız yaÅanan, tarihçilerin yeri göÄü sarsan adam
diye tanımladıkları Emir Timur'un ülkesinde bir yolcunun hatırladıkları ve tanıklıkları baÅlıÄı
altında TaÅkent'te yazıldı.Stok Kodu:9786057683076Boyut:135-210Sayfa Sayısı:200Baskı:1Basım Tarihi:2019-11Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.