9786059474627
567796
https://www.mdallstore.com/sezgisizlia-in-drama
SezgisizliÄin Dramı
30.00
Felsefeye GiriÅ kitaplarını açtıÄımızda "Bilgi Felsefesi" bölümünde bilginin kaynaÄını akla dayandıranlara
"akılcılar", deneye dayandıranlara "deneyciler", hem akla hem de deneye dayandıranlara "sentezciler" ve son
olarak da sezgiye dayandıranlara "sezgiciler" denmektedir. Bilginin kaynaÄı konusunda bilim insanı ve filozof
düÅüncesini bu anlayıÅlardan ya birisini ya da ikisini hatta hepsini yer yer kullanarak düÅüncesini temellendirir.
Bilim Felsefesi kitaplarına bir göz attıÄımızda sezgi konusuna ya çok az deÄinilmiÅ ya da hiç deÄinilmemiÅtir.
Felsefeye GiriÅ dersini okuttuÄum zaman sezgi konusu kısaca yer aldıÄı için ben de ister istemez kısa geçmek
durumunda kalıyordum. Ancak sezgi konusu neden bu kadar az yer almaktadır? diye kendime sorular
soruyordum. Sezgi konusunu araÅtırmaya koyulmamın nedeni bu sorular oldu. Tıpkı "vicdan" kitabı mı yazarken
de aynı durumla karÅılaÅmıÅtım. Sezgi üzerine yoÄunlaÅıp bir eser meydana getirebilir miyim diye çalıÅmalara
baÅladım. Kaynakları toplamamaya baÅladıÄımda ilk defa Türkçe literatürde sezginin müstakil bir eser halinde
ortaya konulmadıÄını gördüm. Nurettin Topçu'nun Bergson adlı eseri bize en temel yol gösterici kaynak oldu.
Topçu da aÄırlıklı olarak Bergson'un felsefesini ve sezgi anlayıÅını ele almıÅtı. Son zamanlarda yeni yeni bazı
filozofların sezgi anlayıÅlarının makaleler halinde yayınlanmıŠolması iÅimi oldukça kolaylaÅtırdı. Sezgi konusu
sadece bizde deÄil Batı'da da çok yeni ele alındıÄına Åahit oldum. Ancak Batı literatüründe sadece bilgi teorisi
açısından deÄil hayatın çok deÄiÅik alanlarında ve sezginin deÄeri üzerinde yoÄun bir araÅtırmalar yer almaktadır.
Bu konunun farkına varan Hüseyin Atay, Kur'an'da Bilgi Teorisi adlı eserinde Åöyle demektedir: "Son
zamanlarda bilginin kaynaÄı olarak ileri sürülen bir kaynak daha vardır. Eskiden üzerinde pek durulmamıÅ
olmasına karÅılık son zamanlarda yalnız bilgi teorisinde deÄil, baÅka sahalarda da bir kaynak olarak
kullanılmaktadır. Bu görüÅe sezgicilik deniyor."
Tınaz Titiz, Ezbere Hayır adlı eserinde bu görüÅe katkıda bulunur: "Rönesans'tan bu yana gözde bir kavram olan akılcılık (nedensellik) artık yalnız deÄil. Düne kadar bir zaaf olarak deÄerlendirilen 'sezgileri
uyarınca davranmak' ise bugün artık yönetim araçlarından birisi ve deÄerlilerinden birisi olarak kabul edilip
kullanılıyor... Artık akılcılık ve sezgiciliÄin karÅıt deÄil birbirini tamamlayan kavramlardır...Sezgicilik ve
akılcılık bir çember üzerinde sürekli olarak birbirini izlemeli, birbirinin sonucu diÄerince kontrol edilmelidir....
Ä°nsanın iki önemli yeteneÄi- ki bu ayrım yapaydır- birleÅtirerek olayları daha iyi kavrayıp, uygun kararları
vermesini kolaylaÅtıracaktır."1
Atay hocanın sezginin baÅka sahalarda da bir kaynak olarak kullanılmaktadır sözünü geniÅlettik.
ÃalıÅmamızda sezginin sözlük anlamlarını karÅılaÅtırmalı olarak geniÅçe ele aldık. Bir derenin önüne bent inÅa
ederek suyun gölet haline getirildiÄi gibi biz de sezgi göletini yaptık. Sezgiyi; akıl, zekâ, mantık, matematik,
psikoloji, metafizik, duyu, bilim, estetik, mistik, din, ahlak ve beyin gibi kavramlarla iliÅkisini ortay koyduk.
Ãncelikle çalıÅmamıza sezginin felsefi temellerini ortaya koymak için iÅe koyulmuÅtuk. Ancak çalıÅmamızda
beyin-sezgi iliÅkisini de ele alarak felsefi temelden daha deneysel alana götürdük. Sezginin sadece bir alanla ilgili
olmadıÄını dallı budaklı bir çınar olduÄunu gösterdik. Bu çalıÅmamız kendi alanında yeni bir görüŠaçısı getirdi.
Bunu yaparken filozoflarımızın ve bilim insanlarımızın yanında Batı, Budist ve Hint düÅünürlerinin ve bilim
insanlarının görüÅlerine de yer verdik. Eser bu yönüyle de örnek bir çalıÅma olduÄu kanaatini taÅımaktayız.
"akılcılar", deneye dayandıranlara "deneyciler", hem akla hem de deneye dayandıranlara "sentezciler" ve son
olarak da sezgiye dayandıranlara "sezgiciler" denmektedir. Bilginin kaynaÄı konusunda bilim insanı ve filozof
düÅüncesini bu anlayıÅlardan ya birisini ya da ikisini hatta hepsini yer yer kullanarak düÅüncesini temellendirir.
Bilim Felsefesi kitaplarına bir göz attıÄımızda sezgi konusuna ya çok az deÄinilmiÅ ya da hiç deÄinilmemiÅtir.
Felsefeye GiriÅ dersini okuttuÄum zaman sezgi konusu kısaca yer aldıÄı için ben de ister istemez kısa geçmek
durumunda kalıyordum. Ancak sezgi konusu neden bu kadar az yer almaktadır? diye kendime sorular
soruyordum. Sezgi konusunu araÅtırmaya koyulmamın nedeni bu sorular oldu. Tıpkı "vicdan" kitabı mı yazarken
de aynı durumla karÅılaÅmıÅtım. Sezgi üzerine yoÄunlaÅıp bir eser meydana getirebilir miyim diye çalıÅmalara
baÅladım. Kaynakları toplamamaya baÅladıÄımda ilk defa Türkçe literatürde sezginin müstakil bir eser halinde
ortaya konulmadıÄını gördüm. Nurettin Topçu'nun Bergson adlı eseri bize en temel yol gösterici kaynak oldu.
Topçu da aÄırlıklı olarak Bergson'un felsefesini ve sezgi anlayıÅını ele almıÅtı. Son zamanlarda yeni yeni bazı
filozofların sezgi anlayıÅlarının makaleler halinde yayınlanmıŠolması iÅimi oldukça kolaylaÅtırdı. Sezgi konusu
sadece bizde deÄil Batı'da da çok yeni ele alındıÄına Åahit oldum. Ancak Batı literatüründe sadece bilgi teorisi
açısından deÄil hayatın çok deÄiÅik alanlarında ve sezginin deÄeri üzerinde yoÄun bir araÅtırmalar yer almaktadır.
Bu konunun farkına varan Hüseyin Atay, Kur'an'da Bilgi Teorisi adlı eserinde Åöyle demektedir: "Son
zamanlarda bilginin kaynaÄı olarak ileri sürülen bir kaynak daha vardır. Eskiden üzerinde pek durulmamıÅ
olmasına karÅılık son zamanlarda yalnız bilgi teorisinde deÄil, baÅka sahalarda da bir kaynak olarak
kullanılmaktadır. Bu görüÅe sezgicilik deniyor."
Tınaz Titiz, Ezbere Hayır adlı eserinde bu görüÅe katkıda bulunur: "Rönesans'tan bu yana gözde bir kavram olan akılcılık (nedensellik) artık yalnız deÄil. Düne kadar bir zaaf olarak deÄerlendirilen 'sezgileri
uyarınca davranmak' ise bugün artık yönetim araçlarından birisi ve deÄerlilerinden birisi olarak kabul edilip
kullanılıyor... Artık akılcılık ve sezgiciliÄin karÅıt deÄil birbirini tamamlayan kavramlardır...Sezgicilik ve
akılcılık bir çember üzerinde sürekli olarak birbirini izlemeli, birbirinin sonucu diÄerince kontrol edilmelidir....
Ä°nsanın iki önemli yeteneÄi- ki bu ayrım yapaydır- birleÅtirerek olayları daha iyi kavrayıp, uygun kararları
vermesini kolaylaÅtıracaktır."1
Atay hocanın sezginin baÅka sahalarda da bir kaynak olarak kullanılmaktadır sözünü geniÅlettik.
ÃalıÅmamızda sezginin sözlük anlamlarını karÅılaÅtırmalı olarak geniÅçe ele aldık. Bir derenin önüne bent inÅa
ederek suyun gölet haline getirildiÄi gibi biz de sezgi göletini yaptık. Sezgiyi; akıl, zekâ, mantık, matematik,
psikoloji, metafizik, duyu, bilim, estetik, mistik, din, ahlak ve beyin gibi kavramlarla iliÅkisini ortay koyduk.
Ãncelikle çalıÅmamıza sezginin felsefi temellerini ortaya koymak için iÅe koyulmuÅtuk. Ancak çalıÅmamızda
beyin-sezgi iliÅkisini de ele alarak felsefi temelden daha deneysel alana götürdük. Sezginin sadece bir alanla ilgili
olmadıÄını dallı budaklı bir çınar olduÄunu gösterdik. Bu çalıÅmamız kendi alanında yeni bir görüŠaçısı getirdi.
Bunu yaparken filozoflarımızın ve bilim insanlarımızın yanında Batı, Budist ve Hint düÅünürlerinin ve bilim
insanlarının görüÅlerine de yer verdik. Eser bu yönüyle de örnek bir çalıÅma olduÄu kanaatini taÅımaktayız.
- Açıklama
- Felsefeye GiriÅ kitaplarını açtıÄımızda "Bilgi Felsefesi" bölümünde bilginin kaynaÄını akla dayandıranlara
"akılcılar", deneye dayandıranlara "deneyciler", hem akla hem de deneye dayandıranlara "sentezciler" ve son
olarak da sezgiye dayandıranlara "sezgiciler" denmektedir. Bilginin kaynaÄı konusunda bilim insanı ve filozof
düÅüncesini bu anlayıÅlardan ya birisini ya da ikisini hatta hepsini yer yer kullanarak düÅüncesini temellendirir.
Bilim Felsefesi kitaplarına bir göz attıÄımızda sezgi konusuna ya çok az deÄinilmiÅ ya da hiç deÄinilmemiÅtir.
Felsefeye GiriÅ dersini okuttuÄum zaman sezgi konusu kısaca yer aldıÄı için ben de ister istemez kısa geçmek
durumunda kalıyordum. Ancak sezgi konusu neden bu kadar az yer almaktadır? diye kendime sorular
soruyordum. Sezgi konusunu araÅtırmaya koyulmamın nedeni bu sorular oldu. Tıpkı "vicdan" kitabı mı yazarken
de aynı durumla karÅılaÅmıÅtım. Sezgi üzerine yoÄunlaÅıp bir eser meydana getirebilir miyim diye çalıÅmalara
baÅladım. Kaynakları toplamamaya baÅladıÄımda ilk defa Türkçe literatürde sezginin müstakil bir eser halinde
ortaya konulmadıÄını gördüm. Nurettin Topçu'nun Bergson adlı eseri bize en temel yol gösterici kaynak oldu.
Topçu da aÄırlıklı olarak Bergson'un felsefesini ve sezgi anlayıÅını ele almıÅtı. Son zamanlarda yeni yeni bazı
filozofların sezgi anlayıÅlarının makaleler halinde yayınlanmıŠolması iÅimi oldukça kolaylaÅtırdı. Sezgi konusu
sadece bizde deÄil Batı'da da çok yeni ele alındıÄına Åahit oldum. Ancak Batı literatüründe sadece bilgi teorisi
açısından deÄil hayatın çok deÄiÅik alanlarında ve sezginin deÄeri üzerinde yoÄun bir araÅtırmalar yer almaktadır.
Bu konunun farkına varan Hüseyin Atay, Kur'an'da Bilgi Teorisi adlı eserinde Åöyle demektedir: "Son
zamanlarda bilginin kaynaÄı olarak ileri sürülen bir kaynak daha vardır. Eskiden üzerinde pek durulmamıÅ
olmasına karÅılık son zamanlarda yalnız bilgi teorisinde deÄil, baÅka sahalarda da bir kaynak olarak
kullanılmaktadır. Bu görüÅe sezgicilik deniyor."
Tınaz Titiz, Ezbere Hayır adlı eserinde bu görüÅe katkıda bulunur: "Rönesans'tan bu yana gözde bir kavram olan akılcılık (nedensellik) artık yalnız deÄil. Düne kadar bir zaaf olarak deÄerlendirilen 'sezgileri
uyarınca davranmak' ise bugün artık yönetim araçlarından birisi ve deÄerlilerinden birisi olarak kabul edilip
kullanılıyor... Artık akılcılık ve sezgiciliÄin karÅıt deÄil birbirini tamamlayan kavramlardır...Sezgicilik ve
akılcılık bir çember üzerinde sürekli olarak birbirini izlemeli, birbirinin sonucu diÄerince kontrol edilmelidir....
Ä°nsanın iki önemli yeteneÄi- ki bu ayrım yapaydır- birleÅtirerek olayları daha iyi kavrayıp, uygun kararları
vermesini kolaylaÅtıracaktır."1
Atay hocanın sezginin baÅka sahalarda da bir kaynak olarak kullanılmaktadır sözünü geniÅlettik.
ÃalıÅmamızda sezginin sözlük anlamlarını karÅılaÅtırmalı olarak geniÅçe ele aldık. Bir derenin önüne bent inÅa
ederek suyun gölet haline getirildiÄi gibi biz de sezgi göletini yaptık. Sezgiyi; akıl, zekâ, mantık, matematik,
psikoloji, metafizik, duyu, bilim, estetik, mistik, din, ahlak ve beyin gibi kavramlarla iliÅkisini ortay koyduk.
Ãncelikle çalıÅmamıza sezginin felsefi temellerini ortaya koymak için iÅe koyulmuÅtuk. Ancak çalıÅmamızda
beyin-sezgi iliÅkisini de ele alarak felsefi temelden daha deneysel alana götürdük. Sezginin sadece bir alanla ilgili
olmadıÄını dallı budaklı bir çınar olduÄunu gösterdik. Bu çalıÅmamız kendi alanında yeni bir görüŠaçısı getirdi.
Bunu yaparken filozoflarımızın ve bilim insanlarımızın yanında Batı, Budist ve Hint düÅünürlerinin ve bilim
insanlarının görüÅlerine de yer verdik. Eser bu yönüyle de örnek bir çalıÅma olduÄu kanaatini taÅımaktayız.Stok Kodu:9786059474627Boyut:135-195Sayfa Sayısı:253Baskı:1Basım Tarihi:2019-12Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.